Regl olmak eskiden en nefret ettiğim şeylerden biri idi. Gerçekten nefret ederdim. 4 haftanın 1 haftasını kanayarak, koyu renkler giymeye çalışarak ve rahatsız hissederek geçirmek kimsenin memnun olarak yaptığı şeylerden değildir. Hala mantığıma sığdıramıyorum neden artık zorunda olmadığımızda bile regl olmaya devam edeceğiz? Bence yapılabilecek bir şey olmalı. Mesela 2 ya da 5 çocuk yaptıktan sonra gidip regl olmamı durdurmak elimde olsa çok iyi olurdu. Pek araştırmadım ama kendimizi kısırlaştırmak bile regl olmamızı durdurmuyor sanırım. Menapoz gelene kadar buna mecburuz.
İlk reglimi çok yakın bir arkadaşımın doğumgününde olmuştum. Günü çok güzel hatırlıyorum o yüzden. Her sene onun doğum gününü kutlamak bir yana, kendime bir pasta alırım çünkü bir çeşit benim de doğum günüm oldu o gün.
Annem sanırım o günlerde oturup benimle kadın erkek ilişkileri ile ilgili konuşmuştu. Öyle yabancı ülkelerdeki “the talk” gibi değil. (Hakkaten neden biz öyle yapmıyoruz bence kesinlikle yapmalıyız cahil bir kadın olarak yetiştim sırf o yüzden. Eğer evlenecek olursam annem gelip evlendiğim gün benimle seks hakkında konuşmaya çalışacak sanırım ve ben de gülmeden dinlemeye çalışacağım-üzücü) Tam olarak ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum ama regl olan kadınların başını kapatması istendiğini(annem gururla söylüyorum açık bir kadın), artık erkeklere karşı daha dikkatli olmam gerektiğini falan söylemişti sanırım özetle.
Regl olmak terimi çoğu yerde garip bakışlar alıyor. Erkeklere reglinizden bahsetmeniz aşırı ayıp karşılanıyor. Adet olmak isim tamlamasını bile fısıldayarak kullanıyoruz. Bazı yerlerde(iç anadolunun yaşadığım yerlerinde özellikle) regl olduğumuz o kadar gizli bir bilgi ki ramazan ayında oruç tutmamamız gerektiği halde regl olduğunuzu kimseye belli etmemek için sahura kalkıp iftara kadar sadece erkekler veya yabancıların görmediği yerlerde kısa atıştırmalıklar yapıp su içiyoruz. Çünkü bu ayıp bir şey, bize öyle söylendi.
Oysa ki regl çok kutsal bir şey. Her ayın belirli zamanında vücudumuz kendini temizliyor, kirli kanı atıyor, doğurganlığımızın işaretini veriyor. Kendi içinde bir canlı yetiştirmek gibi bir yetenekleri olsaydı erkekler her regl olduğunda dünyaya ilan ederlerdi bence. Çünkü bu çok güzel bir şey.
Şimdiki zamanlar için ise regl benim için şu demek: BU AY DA HAMİLE KALMAMAYI BAŞARDIM! Hayır orospu gibi önüme gelenle yatmıyorum. Ama gene de benim için gerilim dolu bir bekleyiş çünkü içimde gelişmesi muhtemel hiçbir bebek şu anda benim kariyerimden, annemin bana bakışından, ders ve sınavlarımdan önemli değil. Tüm anaç kalbimle söylüyorum bunu. İleride, her şeyi başardığımda(her şeyi dersem asla sahip olamam o yüzden yüksek lisans yaptıktan sonra diyebiliriz buna) ve beni mutlu edecek bir erkekle karşılaştığımda ve (bu önemli) evlendiğimde, tonla çocuk istiyorum. Tabi Kürtler gibi(çok nefret söylemli konuşmuyorum ama bu konuda ünlüler) 15 20 çocuk yapıp salmayı düşünmüyorum ama bakabileceğim max sayıda çocuk büyütmek gerçekten hayalim. Annem aksini istiyor benim için çünkü bir çocuğa bile yeterince iyi bakabileceğimi düşünmüyor ve onun düşünceleri benim için önemli ama eğer onu aksini düşünmeye ikna edebilirsem istiyorum dediğim şeyi. Ama asla şu an değil.
Neden mi bunları yazıyorum şu an? Çünkü ikinci hamilelik gerginliğimi yaşıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum.
İlki doğal olarak Yavuzla olmuştu. Test yapıcam, yanımda durur musun dediğimde değilsindir ya hem benim spora gitmem lazım deyip gelmemişti. İlk defa bu korkuyu yaşayan bir sevgilin var ve sen böyle söylüyorsun. Hah. Çok büyük bir hayal kırıklığıydı benim için. O zaman ondan ayrılmalıymışım. Eh, geç olsun güç olmasın. (hamile değilmiştim ama gene de korkunç bir deneyimdi, ta ki bu korkuyla yaşayana kadar)
Sevgilinizle yaşadığınız ilişkiden sonra hamilelik korkusu yaşamak bir şey. Sevgiliniz olmayan birisi ile yaşamak bambaşka. Bu ise erhanla yaşadığım rezil sabahtan sonra reglimin gecikmesi ile bana dank etti. Test sabah yapıldığında daha iyi oluyormuş o yüzden uyandıktan sonra halledeceğim. Umarım gene negatif çıkar ve ben de bundan sonra bakire ana gibi takılabilirim ya da doğum kontrol hapı ile. Bilmiyorum ne yapacağımı. Aklıma girip duruyor Eroinle Dans kitabı. O abortion sahnesi.
İlknur aklıma gelene kadar tek başıma bu korkuyla nasıl oraya giderim diye düşündüm. Sonra İstanbulda bir kız kardeşim olduğunu ve ihtiyacımız olduğunda birbirimizi bulabileceğimizi hatırladım.
Biz Monica ve Rachel, Mia ve Lexi, Tully ve Kate değiliz İlknur. Biz Elif ve İlknuruz. İlişkimiz hepsinden unic.
Yani şey, öyle bir durum olursa(olmayacak ama olursa) kimin elimden tutacağını çok iyi biliyorum. Bu biraz iyi hissettiriyor.
Regl diyorduk. Bundan sonraki ilk reglimde kutlama yapacağım. Gene. Mart ayından beri her regl olduğumda seviniyorum gerçekten yeniden doğmuş gibi oluyorum. Bu ay da sıyırdım falan.
Bu arada yılbaşı yaklaşırken şunu düşünmeden edemiyorum. Eğer yılbaşında regl olursak tüm sene regl olacağımız anlamına mı geliyor 😀
Yılbaşı temalı bir yazı patlatmaya da az kalmış hissediyorum..Sorry
Sevgili reglim, seni özledim, bir an önce görüşmek dileğiyle yoksa yine yeni yeniden delireceğim.