Sürekli yeni insanlara düşmek insanın elinde olmayan bir şey. Eh, en azından benim elimde değil. Eğer tek eşli bir ilişinin içindeysem ve tam olarak “commited” bir halde isem gözüm hiçbir şeyi görmez fakat aksi durumlarda aklınıza gelen herkese düşebilirim arkadaşlarım dışında.
Şuraya bir not koyar isek; düştüğüm herkese yürüyorum diye bir şey yok. Hatta çoğunu sadece birazcık kesip yoluma devam ediyorum. Üstelik şu sıralar bırakın güven problemlerimi, ruhsal ve cinsel sağlığım açısından hiçkimse ile bir şeyler yaşamamak benim için en doğru olanı. Ama gene de saniyede bir birilerine düşüyorum. Üstelik bu düştüğüm insanlar çoğunlukla yıllardır tanıdığım bireyler oluyor.
2017 sonlarında da böyle bir durum yaşadığımı hatırlıyorum hayal meyal, sonra 2018 ortalarına doğru ayıldığımda hepsinden özür dilemiştim ama gene de garip zamanlardı. Neyse.
Beni gerçekten tamamlayan insanı bulana kadar asla durulmayacağım. Ve hayır sanmıyorum öyle bir insan olduğunu. Soo…. Sonsuza kadar single&fabulous olmaya devam edeceğim. Bu biraz üzücü aslında çünkü günün birinde beraber yaşlanacağım insanla karşılaşmak istiyorum. Gene başa döndük, lanet.
Gidip sex and the city ye tekrar başlayacağım sanırım. Bu hüznü ancak carrie ve arkadaşları kaybettirebilir.
Cumadan beri duş almamıştım, bayram diye kendime pastırma ve soğan yemek izni verdim ve koktuğumu fark ettim. Kendime iyi bakmayı asla beceremiyorum. Ben nasıl anne oldum ya?
Bunu okuyanlara çok alakasız geliyor değil mi? Bence her şey alakalı. Sadece ben değilim. Yazmak istediğim için yazdım, ne yazdığımı bile bilmiyorum şu an. Sarhoş değilim ama olsam mı acaba? Evde votka ve karışım yapacak güzel meyveler var. Hömm.. Keşke portakal mevsimi olsa idi.
Birkaç saat sonra tekrar görüşürüz sevgili gencelifinsacmaliklari.
Seni çok güzel bir şarkıyla uğurluyorum. #np :